Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bengi su

  • 1 bengi

    bengi ewig

    Türkçe-Almanca sözlük > bengi

  • 2 bengi

    unvergänglich; ( sonu olmayan) unendlich; ( ebedî) ewig; ( ölümsüz) unsterblich

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bengi

  • 3 bengi su

    bengi su <- yu> s
    myth Lebenswasser nt, Lebenselixier nt

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bengi su

  • 4 bengi

    I
    ве́чный
    II
    наро́дный та́нец

    Türkçe-rusça sözlük > bengi

  • 5 bengi

    мәңге

    Türkçe-Tatarca sözlük > bengi

  • 6 bengi

    Büyük Türk-Rus Sözlük > bengi

  • 7 bengi

    Müssig, Opium-esser

    Türk-Alman Mini Sözlük > bengi

  • 8 bengi

    أبدي
    أزلي
    باق
    خالد
    دائم
    ديوم
    سرمدي
    متلاحق
    مخلد

    Türkçe-Arapça Sözlük > bengi

  • 9 bengi

    1. أبدي [أَبَدِيّ]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    2. أزلي [أَزَلِيّ]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    3. باق [باقٍ]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    4. خالد [خالِد]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    5. دائم [دائِم]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    6. ديوم [دَيُّوم]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    7. سرمدي [سَرْمَدِيّ]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    8. متلاحق [مُتَلَاحِق]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî
    9. مخلد [مُخَلَّد]
    Anlamı: sonu olmayan, ebedî

    Türkçe-Arapça Sözlük > bengi

  • 10 bengi

    eternal.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bengi

  • 11 kara sevdalı

    bengî
    --------
    şeyda

    Türk-Kürt Sözlük > kara sevdalı

  • 12 melankolik

    bengî
    --------
    bengîn
    --------
    maxolan

    Türk-Kürt Sözlük > melankolik

  • 13 tutkun

    bengî
    --------
    bengîn
    --------
    evîndar

    Türk-Kürt Sözlük > tutkun

  • 14 ile

    "1. with, together with: Azize, Ali´yle gitti. Azize went with Ali. 2. and: Erol´la Mertol altıda geldiler. Erol and Mertol came at six. Bu olay İngiltere ile Fransa arasındaki ilişkileri etkilemez. This incident won´t affect relations between England and France. Ev ile sokak arasında bahçe var. There´s a garden between the house and the street. 3. with, by means of; by: Arabayla gidemedik. We couldn´t go by car. Onu kaşığınla ye! Eat that with your spoon! Hepsini on bin liraya aldım. I bought the lot for ten thousand liras. Çok çalışmakla bunu bitirebilirsiniz. You can finish this if you work hard. 4. as a result of, owing to, by, because of: Necibe´nin seyahatten vazgeçmesiyle her şey altüst oldu. Everything´s been upset by Necibe´s deciding not to go on the trip. Dikkatsizlikle tekneyi karaya oturttu. He ran the boat aground through carelessness. 5. used with an infinitive to specify the nature of an activity: Sevinç yaz tatilini okumakla geçirdi. Sevinç spent her summer vacation reading. Bir deneme yazmakla meşgul. He´s busy writing an essay. Bunu yapmakla büyük bir hata işlemişim. It seems that by doing this I´ve made a big mistake. 6. with, showing: Dikkatle dinlemedi. He didn´t listen attentively. Odadan hiddetle çıktı. He went out of the room in a fury. 7. with, having the possession of: Bengi, Almanya´ya amcasının rızasıyla gitti. Bengi went to Germany with her uncle´s consent. 8. by (with units of measure): Onları kiloyla sattık. We sold them by the kilo. 9. upon, on, when; at the moment of; at the time of: Sabahla dünya bambaşka göründü. When morning came the world looked completely different. Ayten´in evden ayrılmasıyla çocuklar çıldırdı. On Ayten´s leaving the house the children went wild. 10. (in certain set expressions) I hope you.../Have a...!/May you...: Selametle gidin. Have a safe trip! Bunu afiyetle ye. I hope you enjoy eating this. Devletle! Good luck! - beraber/birlikte 1. together with, along with, including, inclusive of: Haşim öbür çocuklarla birlikte okula gitti. Haşim went to school along with the other children. Termosifonun fiyatı KDV´yle birlikte bir milyon liraydı. The price of the water heater, VAT included, was one million liras. 2. when, at the same time that: Kışın gelmesiyle beraber odun pahalılaştı. When winter arrived wood became more expensive. 3. although: Sadece on iki yaşında olmakla beraber motorlar hakkında epey bilgisi var. Although he´s only twelve, he knows a fair bit about motors. Hakan itiraz etmekle beraber Mümtaz işin tümünü tek başına yaptı. Although Hakan objected, Mümtaz did all the work by himself. 4. as well as, apart from, besides: İyi bir şair olmakla birlikte çok yetenekli bir öğretmen. Apart from being a good poet he is also a very capable teacher."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ile

  • 15 müptela

    banek
    --------
    bengî

    Türk-Kürt Sözlük > müptela

  • 16 tutku

    azwer
    --------
    azwerî
    --------
    bengî
    --------
    hêrs
    --------
    çavsorî

    Türk-Kürt Sözlük > tutku

  • 17 abıhayat

    abıhayat [a:---] s
    myth ( bengi su) Lebenswasser nt, Lebenselixier nt, das Wasser des Jungbrunnens
    \abıhayat içmiş jung geblieben

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > abıhayat

  • 18 abıhayat

    إكسير [إِكْسِير]
    Anlamı: içene ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, bengi su

    Türkçe-Arapça Sözlük > abıhayat

См. также в других словарях:

  • Bengi — ist ein türkischer männlicher und (überwiegend) weiblicher[1] Vorname,[2] der auch als Familienname vorkommt. Bengi hat die Bedeutung „ewig“. Bekannte Namensträger Familienname Derya Bengi (* 1966), türkischer Musikjournalist Remzi Bengi… …   Deutsch Wikipedia

  • bengi — 1. sf. Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî Birleşik Sözler bengi su 2. is., hlk. Ege ve Güney Marmara bölgesinin halk oyunlarından biri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bengi su — is., yu Abıhayat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bengi — beñgi prt. Trgn, bengi žr. bentgi: Toks tai bengi vyras! Skr. Beñgi paliauk su pasaka savo! K.Donel. ^ Norint netikęs, beñgi didelis Sch110 …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • bengî — (F.) [ ﯽﮕﻨﺑ ] esrarkeş …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • bengi — serseri, nişamend, tiryaki, esrarkeş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BENGÎ — f. Beng tiryakisi, esrarke …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Derya Bengi — (* 1966 in Ankara) ist ein türkischer Musikjournalist. Seit seinem Studium der Volkswirtschaft arbeitete er als Musikjournalist unter anderen für Zeitschriften wie Esquire und FHM und die türkische Tageszeitung Radikal. Zwischen 1996 und 2009 war …   Deutsch Wikipedia

  • bengimas — bengìmas sm. (2), bengìmos ind. 1. → bengti 1: Buvo pats darbo bengimas Brs. 2. (neol.) refl. galūnė: Visi būdvardžiai žemaičių kalboje tur du bengimos ... vieną vyriškąjį, antrą moteriškąjį S.Dauk. bengimas; nusibengimas; pabengimas …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • Karamanides — Dynastie karamanide Karamanoğulları (tr) vers 1250 – 1483 Drapeau hypothétique des Karamanides d’après la …   Wikipédia en Français

  • Karamanie — Karamanides L émirat karamanide en 1450 Les Karamanides, Qaramanides ou Qaramânoğullari[1] forment une dynastie de Beys turkmènes qui règne au sud de l Anatolie centrale d …   Wikipédia en Français

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»